Kutsal Kitap'ta Akan Kimdi?

Kutsal Kitap, Tanrı'nın öyküsündeki daha büyük olaylarda önemli roller oynayan küçük karakterlerle doludur. Bu makalede, yanlış bir kararla kendi hayatına mal olan ve İsraillilerin Vaat Edilmiş Toprakları ele geçirmesini neredeyse engelleyen Akan'ın öyküsüne kısaca bir göz atacağız.

Arka plan

Akan'ın hikayesi, İsraillilerin Vaat Edilmiş Topraklar olarak da bilinen Kenan diyarını nasıl fethedip ele geçirdiklerini anlatan Yeşu Kitabı'nda yer almaktadır. Tüm bunlar Mısır'dan çıkıştan ve Kızıldeniz'in yarılmasından yaklaşık 40 yıl sonra gerçekleşmiştir - bu da İsraillilerin Vaat Edilmiş Topraklara M.Ö. 1400 civarında girmiş olacakları anlamına gelmektedir.

Kenan diyarı bugün Orta Doğu olarak bildiğimiz bölgede yer alıyordu. Sınırları günümüz Lübnan, İsrail ve Filistin'in yanı sıra Suriye ve Ürdün'ün bir kısmını da kapsıyordu.

İsrailliler'in Kenan ülkesini fethi bir anda gerçekleşmedi. Aksine, Yeşu adında bir general İsrail ordularına uzun bir seferde önderlik ederek başlıca kentleri ve halk gruplarını teker teker fethetti.

Akan'ın öyküsü Yeşu'nun Eriha'yı fethi ve Ai kentindeki (nihai) zaferiyle örtüşür.

Achan'ın Hikayesi

Yeşu 6, Eski Ahit'teki en ünlü öykülerden birini kaydeder - Eriha'nın yıkılışı. Bu etkileyici zafer askeri bir stratejiyle değil, Tanrı'nın emrine itaat ederek birkaç gün boyunca kentin surları etrafında yürüyerek elde edilmiştir.

Bu inanılmaz zaferden sonra Yeşu şu emri verdi:

Yeşu 7'de, o ve İsrailliler Kenan diyarındaki ilerleyişlerini Ai kentini hedef alarak sürdürdüler. Ancak işler planladıkları gibi gitmedi ve Kutsal Kitap metni bunun nedenini açıklıyor:

Yeşu'nun ordusunda bir asker olması dışında Akan hakkında fazla bir şey bilmiyoruz. Ancak, bu ayetlerde kendiliğinden aldığı soyağacının uzunluğu ilginçtir. Kutsal Kitap yazarı, Akan'ın bir yabancı olmadığını göstermek için özen gösteriyordu - aile geçmişi Tanrı'nın seçilmiş halkında nesiller boyunca uzanıyordu. Bu nedenle, ayette kaydedildiği gibi Tanrı'ya itaatsizliği1 daha da dikkat çekici.

İtaatsizliğin Sonuçları

Akan'ın itaatsizliğinden sonra, Ai'ye yapılan saldırı bir felaketti. İsrailliler daha büyük bir güçtü, ancak bozguna uğradılar ve kaçmak zorunda kaldılar. Birçok İsrailli öldürüldü. Kampa dönen Yeşu, cevaplar için Tanrı'ya gitti. Dua ederken, Tanrı İsraillilerin kaybettiğini, çünkü askerlerden birinin Eriha'daki zaferden bazı adanmış eşyaları çaldığını açıkladı. Daha da kötüsü, Tanrı Yeşu'ya şöyle dedisorun çözülene kadar tekrar zafer sağlamayacağını söyledi (bkz. ayet 12).

Yeşu, İsraillilerin kabile ve ailelerine göre kendilerini tanıtmalarını sağlayarak ve ardından suçluyu belirlemek için kura atarak gerçeği keşfetti. Böyle bir uygulama bugün rastgele görünebilir, ancak İsrailliler için bu, Tanrı'nın durum üzerindeki kontrolünü tanımanın bir yoluydu.

İşte sonra olanlar:

19 Bunun üzerine Yeşu Akan'a, "Oğlum, İsrail'in Tanrısı Rab'be yücelik ver, O'nu onurlandır. Ne yaptığını bana anlat, benden gizleme" dedi.

20 Akan, "Doğru! İsrail'in Tanrısı Rab'be karşı günah işledim" diye karşılık verdi, "Yaptığım şudur: 21 Yağma sırasında Babil'den gelen güzel bir kaftan, iki yüz şekel gümüş ve elli şekel ağırlığında bir külçe altın görünce, onlara göz diktim ve aldım. Altındaki gümüşle birlikte çadırımın içinde toprağa gizlendiler."

22 Bunun üzerine Yeşu ulaklar gönderdi; ulaklar çadıra koştular, gümüşler çadırın içinde saklıydı. 23 Çadırdan eşyaları alıp Yeşu'ya ve bütün İsrailliler'e getirdiler ve Rab'bin önüne serdiler.

24 Sonra Yeşu bütün İsrailliler'le birlikte Zerah oğlu Akan'ı, gümüşü, giysiyi, altın külçeyi, oğullarını, kızlarını, sığırlarını, eşeklerini, koyunlarını, çadırını ve sahip olduğu her şeyi alıp Akor Vadisi'ne götürdü. 25 Yeşu, "Neden başımıza bu belayı açtın?" dedi, "Rab bugün senin başına bela açacak."

Sonra bütün İsrail onu taşladı ve geri kalanları da taşladıktan sonra yaktılar. 26 Akan'ın üzerine bugüne dek kalan büyük bir kaya yığını yığdılar. O zaman Rab öfkesinden vazgeçti. Bu nedenle o günden bu yana o yere Akor Vadisi denir.

Yeşu 7:16-26

Akan'ın öyküsü hoş bir öykü değildir ve günümüz kültüründe tatsız gelebilir. Kutsal Yazılar'da Tanrı'nın Kendisine itaatsizlik edenlere lütuf gösterdiği pek çok örnek vardır. Ancak bu olayda Tanrı daha önce verdiği söze dayanarak Akan'ı (ve ailesini) cezalandırmayı seçmiştir.

Tanrı'nın neden bazen lütufla, bazen de gazapla davrandığını anlayamayız. Ancak Akan'ın öyküsünden öğrenebileceğimiz şey, Tanrı'nın her zaman kontrolü elinde tuttuğudur. Daha da ötesi, günahımız yüzünden dünyasal sonuçlar yaşamaya devam etsek de, Tanrı'nın, kurtuluşunu kabul edenler için sonsuz yaşam vaadini yerine getireceğinden kuşku duymadığımız için şükredebiliriz.